Yine bir sonbahar ve yine bir aşk acısı. Bazen sadece her şeyin
düzgün olmasını isteriz. Düzgün bi ilişki,düzgün bi okul ya da düzgün
arkadaşlar. Arkadaşlarımız vardır tamam ama asla bizi seven birini bulamayız ya
da daha karşımıza çıkmamakta ısrarcı.
Her şeye yeniden başlayalım diyor biri ve
hayatınıza tekrar giriyor. Zaten sizde onu bekliyorsunuz ve kalbinizin kapısını
ona açıyorsunuz. Başta her şey çok güzel gidiyor,mutlusunuz. Ona gidiyorsunuz bir
şeyler yiyip içiyorsunuz,sarılıyorsunuz,öpüşüyorsunuz hatta belki sarılarak
uyuyorsunuz. Ama sonra çok değişik bi şekilde; ‘Neden böylesin,azıcık sevmeye
çalış beni.’ Derken buluyorsunuz kendinizi. Onun verdiği cevapsa sizi
ümitlendiriyor; ‘Sevmediğimden değil,asla değil.’
O kadar çok inanmak istiyorsunuz ki ama olmuyor işte sevmiyor. Sevmiyorsa
neden ‘Seni seviyorum.’ Dedi diye düşünüyorsunuz veya ‘Seni bugün çok özledim.’
Size attığı ses kaydını buluyorsunuz ve dinliyorsunuz her kelimesini nefes
alışlarını ezberliyorsunuz ve bir süre sonra ses kaydını dinlerken ona eşlik
ediyorsunuz. Ve farkına varıyorsunuz ki onu unutmak çok zor.
Size yazdığı güzel romantik mesajların ekran görüntüsünü çekmişsiniz
ve onlara ağlayarak bakıyorsunuz şimdi,acının en büyüğü. Daha sonra da arkadaşınızın
sizi çektiği fotoğraflara bakıyorsunuz,sarılmışsınız(!) Ne güzeldi ona sarılmak…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder