11 Eylül 2013 Çarşamba

Aşk Acısı

Yine bir sonbahar ve yine bir aşk acısı. Bazen sadece her şeyin düzgün olmasını isteriz. Düzgün bi ilişki,düzgün bi okul ya da düzgün arkadaşlar. Arkadaşlarımız vardır tamam ama asla bizi seven birini bulamayız ya da daha karşımıza çıkmamakta ısrarcı.

Her şeye yeniden başlayalım diyor biri ve hayatınıza tekrar giriyor. Zaten sizde onu bekliyorsunuz ve kalbinizin kapısını ona açıyorsunuz. Başta her şey çok güzel gidiyor,mutlusunuz. Ona gidiyorsunuz bir şeyler yiyip içiyorsunuz,sarılıyorsunuz,öpüşüyorsunuz hatta belki sarılarak uyuyorsunuz. Ama sonra çok değişik bi şekilde; ‘Neden böylesin,azıcık sevmeye çalış beni.’ Derken buluyorsunuz kendinizi. Onun verdiği cevapsa sizi ümitlendiriyor; ‘Sevmediğimden değil,asla değil.’

O kadar çok inanmak istiyorsunuz ki ama olmuyor işte sevmiyor. Sevmiyorsa neden ‘Seni seviyorum.’ Dedi diye düşünüyorsunuz veya ‘Seni bugün çok özledim.’ Size attığı ses kaydını buluyorsunuz ve dinliyorsunuz her kelimesini nefes alışlarını ezberliyorsunuz ve bir süre sonra ses kaydını dinlerken ona eşlik ediyorsunuz. Ve farkına varıyorsunuz ki onu unutmak çok zor.


Size yazdığı güzel romantik mesajların ekran görüntüsünü çekmişsiniz ve onlara ağlayarak bakıyorsunuz şimdi,acının en büyüğü. Daha sonra da arkadaşınızın sizi çektiği fotoğraflara bakıyorsunuz,sarılmışsınız(!) Ne güzeldi ona sarılmak…

9 Temmuz 2013 Salı

Anneler ve Oğulları


Espriler gırla giderken eski sevgiliniz o taraftadır diye konuya katılamamak,gülememek,başını kaldıramamak gibi. Bu konuda arkadaşların anlayışlı olması lazım bence. ‘Aaaaa,bunlar eski sevgili şimdi olmaz böyle bunlar yan yana.’ Gibisinden şeyler demeliler kendi içlerinde. Hiç olmadı, ‘Bi sorun olur mu?’ falan desinler ama ı-ıh yok. Kendi bildiklerine göre hareket ederler ve sende haberin olmadan o grubun içinde bulursun kendini. Telefonun ekranına bakarsın tüm gece,sohbete katılamazsın yani bir türlü rahat olamazsın. Nasıl rahat olacaksın ki? Eski sevgilin tüm iğrençliğiyle karşında! Hadi arkadaşların düşünemedi - rahatsız olur musun? – diye sormayı oda mı düşünemedi? Sen bu kadar düşüncesiz biriyle nasıl sevgili oldun!! O zamanlar buna hiç dikkat etmiyorsun zaten hep eski sevgililer piç/orospu olurlar.


Aslında o terk eden kızlar senden önce ki PİÇ çocuk yüzünden seni terk etti yani senin kıza değil kendi hemcinsine küfretmen gerek. Şahsen benim hiç kız arkadaşlarım sevgilisini terk etmedi, tam tersi terk edildi. Tam dibine kadar sevip aşık olurken ortada bırakıldılar. Hatta kızlar olarak bir araya geldiğimizde düşünmedikte değil yani,  - Acaba erkeklerde bu tür davranışlar bir hastalık mı? – falan diye; - Doktora falan mı görünmeliler acaba? - - Yoksa bunları alıp Bakırköy’e mi kapatmalı? – gibisinden şeyleri hep düşündük ve daha sonra bunların sebebinin anneleri tarafından şımartılan erkekler olduğu kanısına vardık. E, onlarda haklı tabi; her şey önlerine konuldu. Bulaşık yıkama,yatak toplama,toz alma gibi şeyler yaşamadılar. Sevgilileri olunca da ; ‘Aferin oğluma.’ Kelimelerini duydular. Sevgilisini aldatınca da; ‘Aferin oğluma.’ Kelimesini duydular. Onlar ne yapsa hep AFERİN aldılar ama biz hiçte aferin almadık. Biz sevgilimizi aldatsak ‘Ayıp kızım olur mu öyle şey.’ der annelerimiz hatta üstüne trip atıp,tanıyıp etmediği çocuğu savunur. Erkeklerin anaları babaları öyle her boklarına AFERİN derseler tabi biz ortada bırakılırız. Bize arka çıkan kimse yok ki. Kızların kızlardan başka kimi var zaten! Böyle olunca da hayat yaşanılası bi yer olmaktan çıkıyor çünkü erkeklere güvenin kalmıyor. Tam güvendiğini hissederken terk ediliyorsun ve gerçek suratına tokat gibi çarpıyor; ‘ERKEKLER ŞIMARTILMIŞTIR VE SENİN ONU ŞIMARTMAN DEĞİL Bİ YAKIN Bİ UZAK DAVRANMAN GEREKLİDİR.’ tabi bunu hangi kız yapabilir orası daha çözülemedi adeta türev sorusu gibi bişey orası.






XOXO

24 Haziran 2013 Pazartesi

Kemirgen Kurtlar

Ve yaz geldi bizde tüm eski defterleri kapattık,onları kışlıklarla kaldırdık raflardan. Artık yeni insanlar sevelim diyoruz,yeni birileri çıksın karşımıza falan. Heh,çıkıyor da ne oluyor?!?!?!?1 Sen yine seviyosun kalbim boş kalmış karşına o çıkmış. Sende, 'E napayım ya seveyim bari.' diyorsun çokta yanlış diyorsun. Öyle hemen seversek biz kaybederiz çünkü onu alır hayatımızın merkezi yaparız. Bir süre sonra bakarsın hayatının merkezi olmuş,başkenti,başbakanı,cumhurbaşkanı,diğerleriyle konuşmak için elçi falan. Onsuz bir şey yapamazsın bu sefer. Hep o olsun istersin yanında. En önemlisi alıp sarılmak istesin için çekercesine. Ama daha siz buluşmadınız ki ! Çocuk bi buluşalım bile demedi ki yine kendi kendinize gelin güvey oldunuz,TEBRİKLER. Ne yapacaksınız şimdi? Yine eskisi gibi olursanız ya o sevmiyorsa sizin gibi ya o öyle hissetmiyorsa? Bunların hepsi birer kurt ve sizin içinizi kemirmek için çevrenizdeki arkadaşlarınız tarafından yollandı. Kimsenin dediğine bakmayacaksınız bunca zaman onları dinlediniz de ne oldu? Ondan gelen tüm mesajları hep arkadaşlarınıza okuttunuz birlikte cevaplar buldunuz. Artık buraya kadar sadece kendiniz varsınız. Kimseye güven olmaz biliyorsunuz. Eğer seviyorsanız siz seviyorsunuz,sizin hissettiklerinizi hissedemezler ki size yardımcı olsunlar. Saçmalamayı bi kenara atın. Artık mutlu olmak vakti! Her şeyi arkada bırakın ve ona yazın tüm içinizden geçirdiklerinizi,kimseden tavsiye almadan. Hatta şimdi yazın kaybedecek neyiniz var ki? O kurtlar sizi çürütmeden siz onları yok edin. 









XOXO

11 Haziran 2013 Salı

Zaten Hep Giderlerdi.

Ne yazsam bilemedim oturdum, Gökhan Türkmen açtım. Aklıma bişeyler gelsin diye ve geldi de zaten. Şimdi başlıyorum.


Zordur bazen istediklerimizin olması,beklentilerimizin istemediğimiz bir şekilde karşımıza çıkması. Hep istediğimiz olsun isteriz,hep mutlu olalım isteriz,hep gülelim hiç ağlamayalım falan. Ama bilmeliyiz ki hep gülmekle bir şey olmadığını. Sonuçta hep gülmekle,mutlu olmakla bir şey kazanmayız. Kötü olaylar yaşayalım ki öğrenelim,elimizdekinin değerini. Sevgiyi öğrenelim,bağlanmayı,aşık olmayı... Zaten aşık olunca mutlu olmaz mıyız(?) Gözümüze perde iner at gözlüğüyle bakarız hayata ve sadece içinde sevdiğimizin olduğu bir hayata. Mutlusundur ve kötü şeyleri elinin tersiyle itersin hep ertelersin kötü şeylere üzülmeyi. Hayatında biri vardır çünkü,gözün kapalı olduğunda başını onun omzuna koyduğunda huzura boğulduğun,elini tuttuğunda bırakmasını istemediğin,sarıldığında kokusunu içine çektiğin ve seni öperken ki gülümsemen... Tam istediğin biri belki de ruh ikizin karşındadır işte,tüm benliğiyle. Mutlusundur işte ya herkesin kıskanarak baktığı sevgililer gibisinizdir. Ama ne bileyim bir şey olur ya o havalanır ya başkasını bulur ya da sıkılır bunları bir sürü  sıralayabiliriz. Ve en nefret ettiğin zaman gelir; ya 'Ayrılalım.' der mesaj atar ya da yine 'Ayrılalım.' der buluştuğunuzda. Yüzüne karşı söylemesi daha çok seni dağıtsa da aslında daha iyi olur. Gözlerinin içine bakarak çünkü 'Hiç değilse adam gibi geldi yüzüme söyledi bi mesajla bitirmedi.' dersin. Korkaklar gibi mesaj atmamıştır,yüzüne karşı söylemiştir. Son bir kez sarılır ve ayrılırsınız bir daha kavuşmamak üzere... Sonrası senin için depresyondur. Çok sevdin,hayata hep onunla birlikte olduğun hayaller kurdun,evrene; 'Benim sevgilim var ve çok mutluyum!' mesajı yolladın. O yoktu ama artık,gitmişti. Yalnız kalmıştın işte yapayalnız. Arkadaşların olsa ne olurdu ki? Onlar hep vardı zaten hep yanındalardı ama akşam olduğunda kafanı yastığına koyduğunda sadece sen kalırsın. Aklındakiyle sen mücadele edersin. Kulaklığını takarsın açarsın DUMAN,TEOMAN,CEM ADRİAN umutsuzluğuna umutsuzluk katarsın. Ama gitmişti o keşke sen uyurken gitseydi ama öyle olmadı işte. Gayet uyanık,mutlu ve huzurlu olduğunu hissettiğin zaman gitmişti. Ve zaten onlar hep giderlerdi.



XOXO

22 Mayıs 2013 Çarşamba

Erkekler Ağlamasın

Aşk lazımmış arkadaşlar ama kime sorarsanız lazım değil der ya oda ayrı bi bok zaten. Mesela bi sevgili düşünün sizi çok seven ama gururu yüzünden gitme diyemeyen. Oğlum seviyosun işte ağlıyosun lan mal,erkek adam ağlar mı hiç. Benim gözümde erkekler hep güçlüdür,erkekler ağlamayandır,erkekler üzülse bile belli etmeyendir. Böyle siz ağlayınca bi değişik hissediyorum. Diyorum o kadar güçlüler ama ağlayabiliyolar Bİ KIZ İÇİN. Kız gelsin ağlasın karşında ama sen bişey yapamama. Kusura bakma da gururunu sikeyim senin ama sikersem çoğalır olmadı şimdi. Neyse de madem söz veriyosun piç madem senden başkasıyla olmaz,istediğin zaman gel diyosun gelince de kal demiyosun ya nasıl bi orospu çocuğusun anlamadım. Böyle olmaz çocuk böyle yürümez bu ilişki diye atar yapmakta isterdim de zaten yürümemiş,bitmiş.

Erkekler her zaman güçlü kalsın isterdim gözümde... Erkek neden ağlar ki? Ama demek ki severse ağlıyomuşlar ya,değer verdiği birini kaybedince ağlayabiliyolarmış. Ne kadar kası olsa da ne kadar adam dövse de sevince birini ağlıyomuş işte. Peki ağladığı halde neden kal dememiş. Demek ki ben doğru düşünmüşüm erkek adam ağlarmış ama asla gururunu gözden çıkarmazmış. Kendininde sevdiği kızında üzüleceğini bile bile ayrılırmış,'bitmesin,kal ya gitme' diye kolundan çekip sarılmazmış. Yaptığı sadece kolundan çekip öpmek olurmuş kızı daha da yıkarak. Kızın kolundan tutup kendine çektiğin an o kızın aklından neler geçer biliyo musun sen? O kadar kısa sürede neler düşünür biliyo musun? Bilmiyosun işte bilsen onu bile yapmazsın. Kız düşünür ; 'Barışıcaz demek ki,hala beni seviyo.' Ama sonra sadece öpüp hoşçakal dersin. Kusura bakma da o hoşçakal senin kıçına girsin. Hem kendi hayatını hem kızı nasıl mal edebiliyosun anlayamıyorum.

Sonra kızın depresyon süreci başlar ama erkeklerin pek depresyon süreci olmaz. Çünkü o kadar ağlayıp duygulandıktan sonra gidip eski sevgilisiyle barışabilir bi erkek. Ama kız yapamaz işte. O yüzden kızlar daha çok sever. Kızlar hep daha çok seven ve üzülen taraf olur.

Erkek ağladığına rağmen rahatça devam eder hayatına ama kız için aynı şeyi söyleyemeyiz. Çocuğu sosyal paylaşım yerlerinden dibine kadar takip eder. Kimle konuşuyo,kimle geziyo,nereye gidiyo, OHA YANINDAKİ KIZ KİM???????!!!?!?!???!?!?!?!????!?!?!!?!?!?!?!??!?! Ama kızda yorulur bi süre sonra. Bakar o beni sikine bile takmıyo ben olmayan sikime hiç takmam der. Hala üzülür ama eskisi gibi değildir durum. İyileşir,çünkü her şey zamanla geçicektir. Zaman geçti ve kız iyileşti.



XOXO

19 Mayıs 2013 Pazar

SEVEBİLMEK BELKİ DE TEKRARDAN





Her şeyin en iyisini istiyoruz ama en iyisi için bir şeyler yapmıyoruz. O kadar değişik ruh hallerine sahibiz ki günden güne,saatten saate hatta dakikamız dakikamıza uymuyor. Aslında hepimiz ne istediğimizi bilmiyoruz. Bizi kim mutlu eder,kim üzer,kime güvenmeliyiz… Biri çıkıyor karşımıza ve ona körkütük bağlanıyoruz. O sevmese de o bakmasa da bağlanıyoruz işte. Ya da o an çok mutsuz ve umudumuzu kaybetmiş oluyoruz birine bağlı kalmak onu hissetmek istiyoruz ve ondan başkasını düşünemiyoruz. O bizi görüyor ve seviyorum diyor. Biz zaten ona öylesine bağlanmışız ki inanıyoruz. Ne kadar da aptalız(!) O bizi sevmiyor o boşta olduğu için bizi kullanıyor. Ama nereden bilebiliriz ki bunu? O an kör oluyoruz. Mutlu oluyoruz ya mutlu oluyoruz. Bize göre onca şey yaşamışız başkasına göre hiçbir şey. Ama bize kötü gelen şeylerin üstüne onun bizimle olması bizi mutlu ediyor hem de çok mutlu. Seni sevdiğine inanıyorsun,o ne derse yapıyorsun. Sonra hoooooppp o yok. Gitmiş. Seni bırakmış. Kurduğunuz hayallerle tek başına kalmışsın. O hayaller beraber kuruldu,beraber planlar yapıldı. Siz yaptınız ama bir baktınız ki o yok. Yerin dibine giriyorsunuz işte o an. Tüm güveniniz,sevginiz boşa gidiyor. Onca emeğiniz… Sen tek başına kalıyorsun ya da sana öyle geliyor ama tek başınasın işte etrafına baksana kimse yok. Sen her an ağlayacak gibi dururken biri seni kurtarmak istiyor. Ama sen tüm güvenini,sevgini,inancını yitirmişsin. O ne kadar senin için doğru kişi olsa da olmuyor işte. Ondan başkasıyla yapamıyorsun. Çok deniyorsun denemez misin? Ama o yoksa başkası da olmuyor işte. Herkesi üzüyorsun bu sefer,pişman da oluyorsun. Keşke sevmeseydim diyorsun mesela,keşke inanmasaydım ona. Ama iş işten geçmiş oluyor. Her şeyini kaybediyorsun… Sonra kendine gelme sürecin başlıyor. Çok çabalıyorsun,şarkılar dinliyorsun ve her duygusal şarkılarda ağlıyorsun. Tutamıyorsun kendini,onun için ağlamamak istiyorsun. O kim ki diyorsun kendi kendine ama olmuyor işte… Duman’ın,Sıla’nın,Teoman’ın,Gökhan Türkmen’in şarkıları çalınca patlıyorsun. Öyle biri oluyorsun ki her şeye ağlıyorsun. Her duygusal filme,dizilere bile. Onun adı olan bir oyuncu ölüyor dizide ya sen ağlıyorsun. Ya o ölseydi diyorsun,ne yapardım? Sanki o an yanındaymış gibi ölseydi diyorsun bir de. Olmayacak ki zaten bir daha biliyorsun bunu ama söyleyemiyorsun kendine. O gitmiş senin en yakınında olan birini bulmuş ve gözünün içine baka baka gülüşüyorlar. Sen nasıl dayanacaksın ki buna daha fazla? Kararlar alıyorsun bir sürü… Üzülmeyeceğim , ağlamayacağım diyorsun ya her gece yorganı üzerine çekip ağlıyorsun o şarkılarınla. Çünkü gece hava kararınca senden başka kimse olmuyor hayatında,etrafında… Sadece şarkılar ve sen. Ağlıyorsun ağlayabildiğince ve bitiyor sonunda. Geçiyor her şey 1 yıl olmuş çünkü. Onun için üzülmek istemiyorsun artık. Sonra hiç ummadığın bir zamanda eskilerden biri geliyor. Konuşmaya başlıyorsunuz. Ve bu sefer hemen güvenemiyorsun ki çok acı yaşamışsın önceden. Ama olsun sen istiyorsun ki artık mutlu olmayı ve her şeyi göze alıyorsun. En yakın olmasa da tanıdığın arkadaşının onu sevdiğini bile bile konuşuyorsun çünkü ona inanmak istiyorsun. Tekrar mutluluğu yakalamak olmuş amacın. Seni terk edenlere inatmışçasına istiyorsun bunu. En çokta kendin için istiyorsun. Bu sefer diyorsun bu sefer sabredeceğim diyorsun. Olmayacak diğerleri gibi,geçecek her şey. O mutlu olabildiyse bende mutlu olurum diyorsun. Ve inanıyorsun bu sefer olacak çünkü.






XOXO

17 Mayıs 2013 Cuma

BEREN SAAT

O çok beğendiğimiz zenginliğin kadını dediğimiz Beren Saati göz önünde bulunan 3 diziyle ele alacağım he bide 3 yılda aldığı 31 ödülü varmış ve sanırım ben katılmış olduğu 6 törende giydiklerini paylaşacağım. Ve başlıyoruz.



26 Şubat 1984 yılında Ankara da dünyaya gelmiş ablamız. TED Ankara Koleji mezunu olan Beren Saat, Başkent Üniversitesi'nde işletme okurken arkadaşlarının desteğiyle, Türkiye'nin Yıldızları adlı oyuncu yetiştirip hafta sonu performanslarını değerlendiren yarışma programına katılmıştır. Zaten daha sonra da patladı gitti. 


Ve işte Hatırla Sevgili de Beren Saat. Dizi eski zaman dizisi olduğundan pek dibine düşeceğimiz bi elbisesi falan yok ablamızın. O zaman gelinliklerine bakılırsa gelinliği güzelmiş ama hakkını yemeyelim. Aslında en önemli olan dizisi Aşkı Memnu'ya bakalım derim ben.




İşte Bihterimiz,işte Bihter Zityagilimiz,işte giyim tarzıyla bizi kendine çok sevdiren BİHTER ZİYAGİL. Kadına zenginlik yakışmıyor mu ama ya bakar mısınız? Behlülle olan sahneleri,Behlülle yaptığı tangosu ve Ednan Beyle evlendiği zaman......... Tek bir şey değişmedi oda Bihter Ziyagil hepimizin kıskandığı bir kadın olarak kaldı.


O ölmesin diye beni öldürüyorsun. Beni beni Bihterini? Hepimizin ağladığı o sahne ya da gözlerimizin dolduğu o sahne. Ve dilimizden düşürmediğimiz ; 'Beni beni Bihterini?' repliği....



Canımın Sultanı Bihterim ne hallere gelmişti zamanında. Onu Fatmagül yapmışlardı. Ay ne çekmişti bu kız yengesinden. Napacaktı sanki çekecekti mecbuuuuuuurrrr. Ama gözleri de çok güzelmiş yani Allah var yukarıda.

Bu elbisesini ne yalan söyleyeyim beğenmedim. Tamam üstü çok dekolte çok cesaret isteyen bişey olabilir ama altının şalvarımsı gelmesi hoşuma gitmedi açıkçası.



 Şu karşısındaki kadının adını da unuttum şimdi ya,her neyse bi dizide daha oynuyodu orda gencecikti yaşlanmış bu kadın ya. Dediğim gibi şalvarımsı gelmesi olmamış. Olmadı Berenim yakıştıramamışlar bunu sana.

İşte benim BİHTER ZİYAGİLİM. Kadına zenginlik yakışıyo işte ya. Fatmagül haline bak sonra birde Bihter olduğu Yağmur olduğu hallere bak. Ay canımın içi benim ya.


Kadın çok seksi,çok şeker,çok güzel diye sıralanır gider bunlar valla. Ama olunca oluyomuş işte. Olmuş Beren ablamız,çokta güzel olmuş.



 Stil sahibi ödülü almış Beren Ablamız,2009 - 2010 yılları arasındaymış sanırım. Koskoca Elle ödül vermiş kadına kimse laf etmesin,otursun 3 yılda aldığı 31 ödülü konuşsun. Büyük başarı göstermiş Beren Saat. Ama en güzeli Bihter olduğu zamandı bide şimdisi.





Buda Altın Kelebek ödüllerinde giydikleri 2009 ve 2010 yıllarında da ödül almış. Ama insan Elle Sytle ödülü almaya gittiği gibi giyinir ya Beren Saat. Olmamış bu ama. 2012 yıllarında da ödül almış ki ama pek fotoğraflarını bulamadım güzel.




En sevdiğim çift bunlar. Çok yakışmıyorlar mı ya? Duydum bunlar olmuş sevgili valla sanki ben sevgiliymişim gibi sevindim. Allah bozmasın aralarını,maşallah.Amin.










Beren Saat'i inceledik bu akşamda. 2009'dan 2013'e kadar. Çok değişmiş Beren Ablamız ama söylemeden geçemicem en güzel hali Bihter olan hali.








XOXO

16 Mayıs 2013 Perşembe

Beni Hep Sev / PİNKFREUD


Olsa Dükkan Senin'den sonra Dizüstü Edebiyat serisinin 19. kitabı Beni Hep Sev kitabından kesitler paylaşacağım.




Kitap kapağından anlaşıldığı üzere kitapta sadece Bora yok biri daha katılıyor Pelin'in hayatına. İkinci kitabında anlattığı Borayla o kafede neler yaşanmış onu yazmadan önce kitabın birde arka kapağını inceleyelim.


Aynı kişiyi ikinci defa sevmek mi,aynı anda iki kişiyi sevmek mi daha zor? Eski sevgiliyle yeniden birlikte olmak yapılabilecek en büyük salaklık mı yoksa gerçek aşk mı? Yeni sevgilisini,kendisini başkasıyla aldatan eski sevgilisiyle aldatan kadına ne denir? Peki ya o hep aranan,istenen,arzulanan "doğru ve düzgün" adamı bulduğumuzda ne olur? O kafede neler oldu? Ve şimdi başlıyoruz.


Belki de hepimizin beklediği buydu,barışmaları ve tekrar Pelin & Bora olmaları. Ama Pelin ona yapılanı hemen affedecek miydi?


Tabi ki hemen affetmedi. Ama hala birbirlerini seviyorlardı ve onlar için umut hala vardı.


Pek fazla da aralara girmek istemiyorum hatta bu yazdıklarımı okuduğunuzdan bile şüpheliyim. Neyse siz kitabı okuyun ^.^


YAŞASIN STARBUCKS YAŞASIN EMİR.



Beklentilerin a me ke sana bişey olmasın.



Hatta en sevdiğin şarkının zil sesi yapman gibi...


Bora onun eviydi ve Bora olmadan yapamazdı.


Ve böyle birini bulunca artık evlenme vaktidir.


Söz sizde?


Benim hayatım dizi olsa yönetmeni Özcan Deniz olurdu. Mahsun Kırmızıgül'de senaryoyu yazardı.


Bora evlenmeme mi teklif etmiş o.O Evlenecekler mi o.O


Emir belki biraz Bora gibi olsaydı,Pelin'in Borayı hiç özlemezdi.


Hepimiz birazda Pelin değil miyiz?


Bunu bizde öğrenemedik ki. Herkes gider ve biz onlar geldiğinde hemen kollarımızı açarız. Yıllardır,aylardır beklermişcesine hemde. Ama sonra ne olur,giderler. Zaten hepsi giderdi.


Ve MUTLU SON. VE ONLAR KAVUŞTU. VE İSTENİLEN OLDU. PELİN & BORA MUTLULUĞU YİNE BİRBİRLERİNDE BULDU.

Demek ki aynı kişiyi ikinci defa sevmekmiş kitabın cevabı.





XOXO

15 Mayıs 2013 Çarşamba

GİTMEK ONA HİÇ YAKIŞMADI


Her şey yeni başlamıştı aslında. Keşke başlamasına izin vermeseydim ama oldu bir kere. Tam demiştim ya bu sefer diğerleri gibi olmayacak diye buda diğerleri gibi oldu. Buda ümit verip umutlandırıp siktirip gitti. Hayatıma sıçtı,geldi hayatımı alt üst edip gitti. Her şey o kadar şekerdi ki ya da ben öyle sanıyordum. Yaşadıklarım aynı İskender gibiydi bide yanında künefe ayranı unutmuyoruz tabi. Tam böyleydi çok güzeldi her şey. Bir insan birbirinden habersiz aynı anda limonlu soda içebilir mi? Tesadüf demiştik buna,aşk demiştik. Bizden yana sanmıştık aşk. Ama değilmiş,maalesef erkekler öyle istedikleri anda eski sevgililerinde kurtulamıyormuş. Onlar hep ayak bağı oluyormuş. Sana senden hoşlandığını söyleyen bir insandan güzel bir şey beklersin değil mi? Ama olmadı amına koyayım ki olmadı. Twitter’dan bize yardıran bir eski sevgili ve birde ona aşık olan kız vardı ortada. Erkekler bu tür şeyleri takmazdı ya da bize öyle öğretildi. Erkek birini seviyorsa her şeyi geride bırakmaz mı? Onlar için bunu yapmak daha kolay değil mi? Ama olmadı biliyor musunuz olmadı. O hiç bir şeyi geride bırakamadı. O hep,istemem yan cebime koy yaptı. O hep korktu ya da piç oldu. Benimleyken doğru düzgün iyi aile çocuğu olan insan gitti yerine bambaşkası geldi. Bu o değildi. Hiç inanmak istemedim bunu yaptığına… Sadece benimle konuştuğunu sandığım insan milyon tane kızla daha konuşuyormuş. Hem kendisi geliyor,tekrar barışmayı hem kendisi kaçıyor. Bana kendini tekrar alıştırmışken nasıl yaptı ki bunu? Asıl buna nasıl cesaret edebildi?
Pikniğe gitmiştik,dershanece. Oda geldi tabi. Hava serindi ve üstümde hırka yoktu,bana hırkasını verdi. Ben o olmuştum,o kokuyordum,gece hırkayla uyuyordum. Ben sevmeye başlıyordum sanırım. Onu her şeyden kıskanmaya başladım sonra. Daha sonra sanırım annem bile anlamıştı sona yaklaşıldığını ki; ‘Ver hırkayı yıkayayım da götür.’ Demişti. Annem böyle demezdi ki hiç. Anneydi ve hissetmişti sanırım.
Oysa biz diye bir şey hiç oluşmamış. Kandırılmışım,bu ne kadar bok bi durummuş. Üzüldüm,hemde fazlasıyla üzüldüm. Kimseye söyleyemedim ki sessizce ve tek başıma ağladım. Tekrar depresyon günleri gelmişti benim için. Yorganı kafaya kadar çekip ağlama günleri,çikolata krizleri,dizi karakterleri ölünce en alakasız yerden yakalayıp kendi hayatına uydurup ağlama krizleri… İşte yeniden başlıyorduk. Başa dönmüştü her şey. Meğerse hep yerimde sayıyormuşum. Hiçbir şey kazanmamışım. O gitmişti ve gitmek ona hiç yakışmamıştı.



XOXO

15 Mart 2013 Cuma

Magazin

Bayadır yazmıyorum derdimi anlatamıyorum :( Acım çok büyük üniversite sınavı için çıkan lise taa ebesinin nikahında, Güneşli'de :((((((((((((((888888888 Neyse magazinden uzak kalmayalım ve başlayalım.


Bu ablamız Galatasaray'ın bu yaz transfer yaptığı Sneijder'in eşi Yolanthe Cabau. AdL+ Cengiz Abazoğlu Black the black adlı defilesinde podyumda yürümüş ve fotoğrafı Buse Terim paylaşmış. Aferin ablama,google da baktım da pek güzelmiş zaten.


Ya şaka dimi bu? Robert bu sen değilsin dimi? Yok ya inanmam ben değilsin dimi Robert? Yalan bu haber? :(((((((88888 The Rover - Gezgin adlı film için böyle olmuş yapma Robert ya. Edward Cullen olarak kalsaydın hafızamızda. Bu hal ne yueağğğğ.


O Ses Türkiye'lerden, Yetenek Sizsiniz'lerden sonra beklediğim yarışma Survivor başlıyooorrrr !!!!!!! Pazar günü saat 20.00'da Star'da başlıyomuş. Ya Dağhan abimiz Alp gibi sempatik şeker bişeyler ben onu tutuyorum ama bilmiyorum valla. Fotoğraftan da görüldüğü gibi geçen senekinden bi tane Hasan'a benzeyen var. Ve ünlüler ; Gazeteci Nazenin Tokuşoğlu, oyuncu Cengiz Coşkun, manken Irmak Atuk, milli futbolcu Ümit Karan ve oyuncu Dağhan Külegeç, ünlü fotoğrafçı Bennu Gerede, DJ Doğukan Manço, Dünya Fair Play ödülünü alan Erhan Yavuz'un ve Brezilyalı model Larissa Gacemer. Bu Larissa da "Krem" diye tutmayan bi dizide oynadı patladı gitti. Neyse ablamız mankenmiş bize laf düşmez. Neyse gönüllüler de ; Murat Ceylan, Emel Erdemar, Hilmi Cem İntepe, Mustafa Sürmen, Duygu Çetinkaya, Bozok Gören, Gül Fakı, Seda Akman.


Sizi bilmem ama ben Merve Boluğur'u seviyorum yueağ. Kötü roller için yaratılmış o ve şimdi adL+ Cengiz Abazoğlu Black the Black defilesinde podyuma çıkacakmış. Hoy hayırlısı olsun ablamız için ne diyelim.


Oha İdo napmışsın sen ???!?!!?'?!?'?!?!?!?1?!!?!?1?1*


Oha Gökçe Bahadır ablamız ne kadar güzel kadınmış bence Ali Sunal çok şey kaçırmış. Ne kadar güzel kadınmış neyse saadete gelecek olursak Kayıp Şehir adlı dizisi yayından kaldırılmış ve muhabirlere "Güzel şeyler olacak." demiş.


Hay şunlarda bi evlense bizde kurtulsak yueağ. Nişanlandılar ettiler evlenicekler diyoduk ki düğünü ağustosa ertelemişler. Aman evlensinler de kurtulalım.


Vay be Spartacus'e bak beeee. Geçtiğimiz haftalarda yayınlanan bölümündeki yatak sahnesinde Gaius Julius Caesar'ın (Sezar) birlikte olduğu Canthara isimli köle karakterini Türk asıllı Ayşe Tezel'miş. Heyt anasını be olaya bakın siz. 





Bu akşamlıkta bu kadar olsun bakalım. Ay yarın Merve Boluğur'un stilini keşfedelim. Neyse öptüm sizi çok.



xoxo

12 Mart 2013 Salı

Kadının Hası : SILA

Selam canlarım (!) Bugün çok düşündüm ve sesini sevdiğimiz,tipini yemek istediğimiz ve erkeklerin bile hayranı olduğu Sılayı şöyle bir gözden geçirelim dedim. Ve başlıyoruz djgsldşr.

Sıla Gençoğlu , 17 Haziran 1980 doğumlu 33 yaşında ve Denizlili bir ablamız,büyüğümüz. İlk albümü "...'dan Sonra" ile tanıdık onu.


Yani Sıla ilk çıktığı zaman bu hallere yakın hatta bu hallerde bişeydi. Tabi burda götlü boklu bi şarkısı vardı. "Kafayı düzelttim senden sonra hesap mı vericem bundan sonra...." gibisinden. Şarkıyı o mu yazmıştı acaba ya,durun ben hemen bakiiimmm. Yoksa yani Sıla'dan böyle şarkı nasıl çıkar ki (?) Oha ciddi ciddi oha Sıla yazmış şarkıyı o.O http://www.youtube.com/watch?v=HWrZTTKKj60 işte bu o.O


Buda "Sevişmeden Uyumayalım" adlı albümü zamanları. Yani 2009 yılı Sıla böyleydi. Sıla böyle sanki çok büyük aşk yaşamış ve kendini bulma yolları arasında bu hallere uğramış gibi değil mi? Yoksa bana mı öyle geliyo. http://www.youtube.com/watch?v=7VtgPOV4mwg işte Sıla ve Sevişmeden Uyumayalım.


Sıla kendini bulmuş ! Sıla olmuş ! Sıla şarkılarıyla muhteşem olmuş ! "Acısa da Öldürmez" zamanları yıl 2010. Ve o şarkı Acısa da Öldürmez ; http://www.youtube.com/watch?v=TteJMaOSQqo Sıla bu albümle kalmamış. Seksi dediğimiz kadın sempatikte tatlı da olabiliyormuş, nasıl mı?


Aynı yıl Ozan Doğuluyla yaptığı şarkı çalışması ; Alain Delon. Tüm kızların dilinde olan o şarkı. Şu mimiklere bakın,o seksi kadın mükemmel kadın aynı zamanda sempatiklikten tatlılıktan yıkılır derecede olabiliyormuş. Ve o şarkı ; http://www.youtube.com/watch?v=zVdsgtFSsoc


Ve yıl olmuş 2012. Sıla o mükemmel kendiliğini bulmuş ve mükemmelliği yaratmış. O saç o gözler falan diye uzar gider bu. Nasıl güzel olmuş. Şarkılar da yıllar geçtikçe mükemmel olmuş. Kadın şarkılarıyla bir bütün içinde yaşıyor. Nirvana'ya o mükemmeliğin en tepesine ulaşmış. http://www.youtube.com/watch?v=_Cm1aJQTsjU



Sıla o sarışın hallerden bugünlere gelmiş ve bence iyi ki de gelmiş.


Heyt be Sılacığımıza bakın kimlerden ödül almış. Ayrıca ablamız siyaha aşık galiba diğer fotoğrafta da görüceksiniz hep siyah takılıyor. Ama son yıllarda ödül falan alamamış. Şimdi Kral'ın ödül töreni var oraya adaymış. Demet Akalın mı Sıla mı deseler size? Sıla derseniz diyorsanız bence Sıla'ya oy yollayalım.


 Of reklam yapmış oldum galiba ben :(:(:(:(:8(.8.8(:8(:(.8:((:8 Ay napiimm en iyi bu resmiydi kesmekle mesmekle de uğraşamadım valla.  Elinde ki çantasını beğenmedim. Bence Sıla şarkıları kadar güzel giyinemiyor. Ya da bu 2010'lardan falan kalma. Bu yıl da adaymış belki çok şık gelebilir ay hadi hayırlısı bakalım.

2007'lerden 2013'lere Sıla'mız canımız böyleydi. Sizin yorumlarınız görüşleriniz ya da yazmamı istediğiniz ünlü varsa ; dedikoduxo@gmail.com dan mail atabilirsiniz. Ya da burdan yorum bırakın :)





xoxo